Can Şenniği

        CAN ŞENNİĞİ
       Her zamanki gibi erkenden kalktı. Arık kenarından biraz yarpız toplayıp bağ yaptı. Epeycene de pırpırım topladı.Eşeği ceviz ağacından söküp üzerine sireceyi attı.Sırecenin üzerine patlıcan, biber ve kabağı lastik zembillerle yerleştirdi.Yeşilligi de üzerine sıkıştırdı.Daş havuzun yanındaki sekiye basıp eşeğe bindi.Yimeninin topuğuyla eşeğin karnına dürttü..
--Çı çı çı..deyince eşek elektrik fabrikası istikametinde yola düştü…
       Yolda kuyumcu Mustafa ile karşılaştı. O da hal'a sebze götürüyordu.Selamlaştılar.Urfa Kapısı’nın orada Navrız Şiho’nun değirmeninden kahveci ve şurupçu şegirtleri,birer kelip buzu telise sarmış omuzlarında götürüyorlardı.Çarşıbaşı’na ulaştığında Cicim Hösin ile Bedevi kahvenin önünde yarelik edip gülüyorlardı.Ali Hayder,Tıyar Müslim,Siyasi Kedir tükenlerinin önüne tablalarını düzüyordu…Az ilerde Fincan Kesim, daha darabasını yeni açıyordu.Çarşının sonunda Şapkacı Kemal de sekiz köşe şapkaların tozunu silkeleyip camekana koymakla meşguldü..Sebze halından içeri girdi, doğru Urub Ağa Haci’nin tükenine yöneldi. Bitişiğindeki Köse Tavut ile de selamlaştı.Urub Ağa:
--Abbas akey hoş geldin,deyip sirecenin üstündekileri indirdi.
   Bahçacı Abbas müsaade isteyip,Cuma Bazarının ortasındaki dev tud ağacını dibine eşşeğin zikkesini çahtı.Demirçi bazarına doğru yürüdü.Bakı Mehemetle selamlaşıp,Kedir’in tükenine gitti,Kedir usta da:
--hoş geldin Abbas akey,dedi. Abbas, elindeki nacağı uzattı..
--Kedir usta nacağın ucu put olmuş,acı onu suvar da birez sorna alırım,dedi..Geri döndü,Kedir Tümen’in fırının önünden dırnahlının sıcağından yapılmış bir dürüm nohut aldı,yiye yiye,sebze halının içinden kasaphanaya girdi.Ömey Kemal’in yanına getti,selamlaştılar.Akrabaydılar.Ömey Kemal bir hasır kürsü uzattı,abbas oturdu:
--Kemal acık ikiyüzelli gram kıyma ver,dedi.Kemal:
--Hele birez otur ,Kahveci Uçar demli bir çay getirsin,birez hasbıhal edek,kıymanı alır gidersin,dedi. Abbas:
--Madam ele deysin bir çayınıda içek..
--Yav Abbas akey bir şey deyecem huylanma.Dursun bacımız rahmetli olalı çoğ oldu, artıh sensene bir avrat,ayarla. Bizimkilere de söleyim,etrafa bir bahsınlar,senin yaşına uygun bir avrat ayarlasınlar…Abbas çayından bir fırt çekti,sonra da derin bir nefes aldı,başladı içini dökmeye:
--Kemal o dediğin o kedek kolay mı? Kırk yıl bir yastığa baş koymuş, arıkları bırabar açmış,maşaraları bırabar kazmalamış, aynı lengeriden yımeği kaşıklamışık.Ben onun yerine nasıl başkasını korum..Gügerçinler bir ömür aynı çüt bir yuvada yaşarmış,o benim mavı gözlü gügerçinimdi.Ben güğerçin gözlü kaz,göğüslü Dursunum’un yerine nasıl başkasını getiririm? Sustu, bir yudum daha çayından aldı:
--Ey akey ey ben sene haneğin başında demedim mi huylanma diye..
   Ömey kemal’dan kıymasını aldı. Yimeniçi Bazarı’ndan Kör Şiho’dan bir yedek lastik zembil satın aldı.Demirci Kedir’in tükenine gitti.Nacağa su verilmiş hazırdı.Kedir usta nacağı bir ipe halka şeklinde asmış,uzattı. Abbas sordu:
--Borcumuz ne kedek?.
--Ayıp, yav bir nacağı suvarmaya da senden para mı alak,deyince:
--Sağol babana rahmet ..Deyip yürüdü..                                                                                    
    Sebze halına Urub Ağa hacı’nın yanına getti. Bir gün evvel getirdiklerinin parasını aldı.Tud ağacının altından eşeği söküp bir daşa basıp bindi.Yine Çarşıbaşı-Urfa Kapısı istikametinden bahçasının yolunu tuttu.                                                                           
    Bahçada eşşeği ceviz ağacına bağladı, ipini uzun bıraktı; yayılsın diye..Tabakasından tütünü çıkarıp bir cığara sardı, yaktı,derin bir nefes çekti.Başladı eşeğe bakarak konuşmaya:
--Ya bozoğlan görüy müsün bene deyler ki, ‘’Evlen, yengi bir avrad al.’’ Ben Dursunum’un yerine nasıl başkasını getirim? Ondan ne konuşum, ne derdimi aynadım.Bundan sorna bene avrat değil bir ‘Can Şenniği’ lazım evin içinde…Bir see bir nefes lazım.Ben nerden bulacam o datlı dilliyi…
      Evin önündeki sedire uzandı gözünü kapattı.Gügerçin gözlüsünü hayal etmeye çalışarak uyudu gitti..

Kardaş diline sağlık. Ne kadar iyi mi iyi bir can şennigi olsa da, ilkinin yerini tutmaz kardaş.

Ali kardeşim. Yüreğine sağlık. Çok hoştu...

Ali abi eline , yüreğine sağlık

       ........Ali ağabey, senin benim bizlerin yazmış olduğu anılar gün gelip masal gibi gelsede, herkes anlayacak ki zor olan bu yaşam savaşında ki, aşkların, sevmelerin, sevilmelerin gercek olup, ayrılıkların, acıların ne kadar zor olduğunu, anlatmakla bitmiyor, herkes de yaşamayaçağına göre, bizde yazalım... Gögercin gözlüsünü anıp da gidenlere .............. Kalemine sağlık .