iKiZ HASAN-HÜSEYiN KARDEŞLER

Rahmetli Babamız İdris Beyin kendisine has notları ve şiirlerini karıştırırken elime oldukça ilginç bir anısı geçti..! Şahsen konu edilen insanları tanımıyorum... Belki tanıyan ve konuyu teyid eden birisi çıkar diye paylaşmak istedim...

Konuyu yazıldığı şekliyle aşağıda olduğu gibi aktarıyorum.. Cümle düşüklükleri varsa affola..!

 

HASAN - HÜSEYİN

 

Urfa ilinin Birecik ilçesinde Hasan ve Hüseyin adında ikiz iki kardeş vardı. Bunların boyları, sesleri, suratları, bakışları ve fiziki yapılarını birbirinden ayırt etmek nerdeyse imkansızdı.

 

Birisi Hükümet konağı karşısında Kahvecilik yapardı. Takma adı "Kelfe" idi. Diğeri ise Birecik köprübaşındaki "Agora Lokantası" nı çalıştırırdı.

 

Bir gün Hasan bir suç işler ve 3 aya mahkum olur. Daha sonra da yakalayıp Hapise atarlar.

 

1974 yılında bende Birecik Jandarma Merkez Karakol Komutanı V. olarak görev yapıyorum. Odamda telefonum çaldı. Arıyan Birecik Cumhuriyet Savcısı Ferit YAMAN Beydi. Beni makamına bir konu hakkında görüşümü almak üzere davet etti. Sayın C.Savcısı Ferit Yaman beyin yanına  gittiğimde Mahkum Hasan'ı tanıyormusun dedi. Ben tanımadığımı ama Cezaevinde görevli Askerlerin tanıyabileceğini kendilerine söyledim.

 

Daha sonra Savcı Ferit Bey ile birlikte Mezra köyü yolundaki Cezaevine gittik. Gardiyan Bekir Özcan vardı. Gardiyan Bekir'e Savcı Bey Mahkum Hasan'ı yanına getirmesini söyledi.

 

Hasan gelir gelmez ; Savcı Beyim, Komutanım vallahi ben suçsuzum boşu boşuna cezaevine attılar beni gibilerden sızlanmaya başlamıştı. 

 

Savcı Bey sordu.

-Sen, Hasan değilmisin ?

-Hayır, ben Hüseyin'im dedi...!

 

Bunun üzerine Savcı Bey ;

-Peki ben tutuklama emrini Hasan için vermiştim, senin ne işin var içerde sen kimi kandırıyorsun dedi.

 

Mahkum mütemaddiyen  ben suçsuzum Savcı bey diyordu.

 

Savcı bey Hasan'ın kardeşi Hüseyin'in Cezaevine getirilmesi için İlçe Emniyetini aradı.

 

İki kardeşi karşısında gören Savcı Bey ; şakınlık içinde bir Hasan'a bir Hüseyin'e bakıyordu. Gerçekten de üstlerindeki elbise ve ayakkabıya varana kadar birbirlerine çok benziyorlardı...

 

Ve biraz sıkıştırılınca Hasan ve Hüseyin kardeşlerin akılalmaz kurnazlıkları ortaya çıktı...

 

Hafif suçtan tutuklu olduğu için her hafta açık görüş yapıldığından ; içeride fazla sıkılmayalım nasıl olsa 3 ay çabucak gelir geçer diye iki kardeş anlaşıyorlar... Sırayla bir Hasan, bir Hüseyin  değiş-tokuş cezayı paylaşıyorlarmış...

 

İtiraftan sonra Savcı Bey, ben ve gardiyan şok içinde birbirimize baka kaldık..

 

Gerçek Hasan kalan günlerini  tamamlamak üzere cezaevine konulurken bizde meslek yaşamımızda bir ders emeklilik hayatımızda da hoş bir anı olarak not etmeyi uygun telakki ettim..

 

İşte böyle dostlar..!

 

Bilmiyorum kahramanlarımızı tanıyan ve olayı hatırlayan çıkacak mı..?

 

Saygılarımla ; sevgiyle kalın...