Forum Anasayfası Forum Anasayfası > BiRECiK GENEL > NOSTALJi (ESKiDEN BiRECiK)
  Aktif Konular Aktif Konular RSS - BiRECiK'TE BAĞA ÇIKMA
  YARDiM YARDiM  Forumu Ara   Olaylar   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

BiRECiK'TE BAĞA ÇIKMA

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
Halil BİLMEZ Açılır Kutu Gör
FORUM YÖNETİMİ
<font color=0003c>FORUM YÖNETİMİ</font>

Forumun Birecik Tarihi Öğretmeni

Kayıt Tarihi: 10-Ocak-2006
Şehir: GEBZE
Status: Aktif Değil
Points: 4549
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı Halil BİLMEZ Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: BiRECiK'TE BAĞA ÇIKMA
    Gönderim Zamanı: 08-Ekim-2006 Saat 23:46

BİRECİK’TE BAĞA ÇIKMA

 

     Bildiğim kadarıyla şu anda yok olan bir Birecik yaşantısını, bağa çıkmayı sizlere anlatmak istiyorum:

    Bugün Birecik ve çevresinde bulunan fıstıklıkların büyük çoğunluğunun evveliyatı bağdır. Fıstıklıkların bir kısmı doğrudan boş araziye fıstık fidanı ekilerek oluşturulan fıstıklıklardır. Ama çok büyük kısmı ise daha önceleri bağdı. Fıstık yaygınlaşınca bu bağların içine, bağ kütüklerinin arasına fıstık fidanları ekilmeye başlandı. Bu fidanlar büyüdükçe-ağaç oldukça hem bağ kütükleri ile fıstık ağaçları birarada yaşayamaz oldu-sıklaştı hem de bağ kütükleri, fıstık ağaçlarının yeteri kadar büyümesine ve gelişmesine engel oldu. O zaman fıstığın geliri bağın gelirine tercih edilerek bağ kütükleri çekilmeye başlandı, arazi sadece fıstıklık haline geldi. İşte bağların bu dönüşümüyle Birecik’in, evveliyatının kaç yıl olduğunu bilemiyeceğim onlarca belki de yüzlerce yıllık bir yaşantısı ortadan kaldırılıyordu, yok ediliyordu: BAĞA ÇIKMA .

    Birecikte birçok ailenin bağı vardı. Bunlar Hacnebi, Karabaş, Surtepe, Sorik (Bağlarbaşı), Çiftlik köyleri çevresinde (köyün sınırları içerisinde) ve Şehir Bağları ile Caber Bahçeleri mıntıkalarında idiler. Bağ evleri önceleri kerpiçten yapılır, duvarları da içten ve dıştan toprak sıva ile sıvanırdı. Bu evler çok çok serin olurlardı. Daha sonra evler biriketten yapılmaya başladı. Son zamanlarda betonarme bağ evleri de yapıldı, hatta villa tipi, etrafı çevrili, havuzlu sayfiye evleri yapılmaya başlandı. Ama biz yazımızda o eski bağ evlerini ve bağa çıkmayı, bağ yaşantısını anlatacağız. Bağ evleri genellikle tek katlı olurdu, bazı iki katlı evler de vardı. Bağ evlerinin yanında oldukça yetişmiş-büyümüş bir dut veya ceviz ağacı da olurdu. Gündüz hemen hemen tamamen bu ağacın gölgesinde oturulur ve ev işleri yapılırdı. Her bağ evinin bir de kuyusu olurdu. Bazı birbirine çok yakın evlerin birlikte kullandıkları kuyular da olurdu. Bağ evlerinin ön cephesi ile yan cephelerinin tabanlarındaki toprak yatırılarak düzlenmiş-sertleştirilmiş olurdu. Bu da “TAPAN”la yapılırdı. TAPAN, 40-50 cm kenarlı kare biçiminde 5-6 cm kalınlığında bir ağaç-kereste parçasıdır. Tam orta yerine monte edilen bir sırıkla tutulur, toprak biraz sulanır ve yer tapanla dövülür, sertleştirilirdi. Kışın yağan yağmurlarla toprak kabardığı için her yıl bağ çıkımında bu yapılırdı. Daha sonraları evlerin etrafına çimento dökülerek bu işlemden kurtulundu. Bağ evlerinde de “TAHT” larda yatılırdı. Tahtlar ya evin ön kısmında ya da damda olurdu ama tahtlardan daha çok kerevitler kullanılırdı. Kerevitler hem oturmak hem de yatmak için kullanılırdı. Ayrıca seyrek de olsa bazı evlerin önünde, duvara bitişik, az yüksek yapılmış balkonvari “SEKİ” ler olurdu, buraları da oturmak ve yatmak için kullanırlardı.

    Bağa çıkmak için mart ayından sonra hazırlıklar başlardı. Bağ evi badana edilir, etraf düzenlenir, kuyu temizlenir, çıkrık onarılır,kova yenilenir ve takılır, taht ve kerevitler elden geçirilir, onarılır, ağaç budanır, bağın varsa fıstıklanır budamı yapılır,evin etrafı tapanlanır vs vs..

    Evdeki hazırlıklar da başlar: Bağa gidecek kap-kacak hazırlanır, kalay işi varsa yaptırılır, yatak-yorgan elden geçirilir, çul-kilim, sepetler çıkarılır, nacak, palta, kürek, buğçu, dahre, makas biletilir, hazırlanır. Üzüm sandıkları tamir edilir. Eşeğin bakımları yapılır, çulu-semeri hazırlanır, zikkesi kötüse yenisi alınır, varsa at arabasının ve atın bakımları yapılır.

    Mayıs ayı içerisinde artık yavaş yavaş “BAĞA ÇIKMA” başlar. At arabasına yüklenerek bir ikininden sonra bağa çıkılır. Evleri burasıdır artık. 5-6 ay burada-bağda oturulacaktır. Yani aşağı yukarı yılın yarısı.

    Bağda erken kalkılır. Evin erkeği (herifi), şehere gidecek genç erkeği varsa, kahvaltılarını yapacaklarsa yaparlar, eşeklerine binerek şehere (Berecik’e) doğru yola çıkarlar. Aynı anda, aynı zaman dilimi içnde bağ yolu eşekli yolcularla dolar. Şehere gelince eşekler eve ahıra bırakılır,  kahvaltı yapılmamışsa ya küçük çarşıda ya da dükkanında şornohut-kelle-ciğer kebabı yinilir. Bağda kalan kadın ve kızlar bağ işlerini ev işlerini yaparlar. Şehere gelen erkekler ise, ikininden sonra, güneşin-sıcağın hersi geçince yine eşeklerine binerler, bağa doğru yola çıkarlar. Yine bağ yolu eşekli yolcularla dolar. Bu gidiş gelişlerde “KUCAK” denilen mevkide, şimdiki kelaynak üretme istasyonunun, “KUCAK KÖPRÜSÜ” nün yanında bir dam ve içinde su içilen kuyu vardı. Velo Seydo’nun oğlu Mehemet adında sakat (zor hareket eden ) biri devamlı orada oturur, durana tasla suyunu verir, yolcu da ona bir bahşiş verirdi.

     Akşam üzeri ve geceleri bağ havası çok güzel olurdu. O gecelerin tadına doyum olmazdı. Uzaktan köpek sesleri gelir, radyosu olan biri varsa (Tabi pili-elektrik yok çünkü) bir türkü bulur, radyonun sesini sonuna kadar açar, geniş bir alana dinletirdi. Birkaç komşu bir araya gelir, sohbet kurulur, çaylar içilirdi.

   Bağcı sabahları şehere gelirken, bağa çıkmayan komşu veya yakın akrabalarına, sırayla günde bir veya ikisine sepetle üzüm getirir ikram ederdi. Ayrıca çok yakın akraba ve dostları bağa misafir eder, birkaç gün ağırlarlardı.

   Bağda kalınan süre içinde kışa hazırlanacak eşyalar da yapılırdı. Salça, kurutmalar gibi.

   Bağcılar bağdaki üzümleriyle kışın yiyecekleri bastık, dilme, tarhana, sucuk, nuskalarını yapar hazırlar, üzüm kuruturlardı. Bazıları bunlardan satmak için de yaparlardı. Bunlardan yapmayanlar ise, yaz boyunca her gün 1-2 sandık üzümü şehere getirir, satarlardı.

   Bağın içinde fıstığı olanlar da olurdu. Fıstığın toplama zamanı geldiğinde, fıstık toplanır, kurutulur, çuvallara doldurulurdu.

    Bağ zamanı bittiğinde, eylül ayı ortalarında artık “BAĞDAN İNME” zamanı gelmiştir. İnme hazırlakları yapılmaya başlanır. Eşyalar toplanır, hazırlanır, yine bir sabah erken, yine bir at arabasına yüklenilir, “BAĞDAN İNİLİR”.

   Yine mi çok uzun oldu yoksa, kusura bakmayın konu Birecik olunca, hiç olmasa yazarak tekrar yaşamaya da çalışıyorum.   

   Birecik’in bu yaşantısı da çok güzel bir yaşantıydı. Maalesef bu da artık bir “NOSTALJİ” oldu.

   Hey BERECİK hey.. Daha neler “NOSTALJİ” olacak........

   Bağa çıkma konusunu yazmamı Salih Bingöl yeğenim çok istiyordu. Bu, ona özel ikramım..

   Biz aile olarak bağa çıkmazdık. Görüp-gözlediklerimle bu kadar yazabildim. Üstelik de 30-40 yıldan bu kadar hafızamda kalmış. Bu konuda daha fazla bilgisi olup, ekleyeceği olan çok arkadaş vardır. Lütfen eksiklerimi tamamlarsınız. Hatta çok Bireciklinin bağa çıkma ile ilgili anıları da vardır. Bunları da yazalım lütfen.

   Başka bir “NOSTALJİ” de buluşmak üzere HOŞÇAKALIN !

   SEVGİ VE SELAMLARIMLA !

 

                                                                              Halil  Bilmez

                                                                               Ekim -2006                
Yukarı Don
Müslüm Erçetin Açılır Kutu Gör
FORUM YÖNETİMİ
<font color=0003c>FORUM YÖNETİMİ</font>
Simge
Copright © 2005-2012 Birecik Forumu

Kayıt Tarihi: 15-Eylül-2005
Şehir: İstanbul
Status: Aktif Değil
Points: 4480
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı Müslüm Erçetin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09-Ekim-2006 Saat 00:05
Halil Hocam elleriniz ve klavyeniz dert görmesin. Çocukluğumda bir kaç kez bağa gitmişliğim var ama anlattığınız şekilde bir bağ yaşantısı yaşamadım hiç. Aile büyüklerim bunu yaşamışlar ve her zaman sohbet esnasında bu bağ yaşantısından anılarını anlatırlar. Ama sizin de belirtmiş olduğunuz gibi çok eskilerde  kalan bu bağ hayatı, şimdilerde sadece fıstık toplamak için 1 hafta-15 günle sınırlı bir şekilde yaşanmakta. Tabi şimdi imkanlar daha elverişli. Eşek yok araba var. Pilli radyo yok televizyonlar var, kerpiç evler yok betonarme binalar var. Teknolojik hayatın nimetleri elbette güzel, ama eskilerin tadı da bir başka güzel. Yaşamadım o dönemleri ama yaşamak isterdim doğrusu. Bu güzel nostaljileri sayenizde okuyarak yaşıyoruz.  Ellerinize sağlık...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,
Ve bir orman gibi kardeşçesine.
BU MEMLEKET BİZİM!!!
Yukarı Don
i.Halil BİNGÖL Açılır Kutu Gör
FORUM YÖNETİMİ
<font color=0003c>FORUM YÖNETİMİ</font>
Simge
Birecik Forumu Mesaj Rekortmeni

Kayıt Tarihi: 22-Eylül-2005
Şehir: Diyarbakır
Status: Aktif Değil
Points: 6536
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı i.Halil BİNGÖL Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09-Ekim-2006 Saat 00:29
  Ben de bu dönemleri hiç yaşamadım..Ama okuyunca yaşamış kadar oldum..Hocam,ellerinize sağlık..
Yukarı Don
salih_1938 Açılır Kutu Gör
FORUM YÖNETİMİ
<font color=0003c>FORUM YÖNETİMİ</font>
Simge

Kayıt Tarihi: 06-Ocak-2006
Şehir: Adana
Status: Aktif Değil
Points: 3552
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı salih_1938 Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09-Ekim-2006 Saat 04:04
Birecik  kavramının yarısı bağ demekti.Çünki her yaz okul tatilinde bireciğe gider bir süre bağda bir süre bireciğin merkezinde kalırdık.Sevgili abim ,dayım halil hocamla Bireciği konuşurken ben hep lafı bağa doğru sürüklerim.Bu gün bu nostaljiyi buraya taşıması benim için büyük bir jest kendisine müteşkkirim.Halil hocam çok güzel dile getirmiş bağa çıkamayı .Ben sadece hatıra bazında bir iki söz etmek isterim.
Bağa çıkalacak vakit rahmetlik dedem(Demirci Mehmet Bakı) ulaşım işini hallederdi.Yaz başı bir eşek alır sonbahardada satardı.bir defasında ben sattımdı 4 liraya kale altında.Bağımız bekçi damının arkasındaydı.Bağda ilk iş kuyuyu temizlemekti.Bu iş çoçuklarındı sırayla kuyuyu temizleyecek kadar kovayla su çekerdik (kova araba lastiğindendi).Birde her çoçuğun kendine ait meyve ağacı vardı damın etrafında.Herkes kendi ağacını sulardı.Üzümler olgunlaşınca üzüm kesmeye sabah çok erken gün ağarırken giderdik.Ençok hoşumuza gidende üzüm tiyeklerinin arasından tavşan çıkmasıydı.Kesilen üzümleri eşek vasıtasıyla dama taşırdık(dam ev anlamında).Üzümler önce yıkanır sonrada çuvallara konularak curun denilen havuzlara atılırdı.Sonrada gece saat 2-3 den sonra sırayla bir kişi uyukluyarakta olsa bu çuvaldaki üzümün suyunu çıkartırdı.Herkes bir curun üzüm ayaklayacaktı.Sonra şıra denilen bu sıvı kazanlarla pişirilerek pekmez,tarhana,pestil gibi kışlık zahre yapılırdı.Bu arada ilk önce hespe denilen bir tatlı komşulara tabaklarla ikram edilirdi.Hespe kakolu pudinğe benzerdi  dilme ve pestilin hammaddesiydi.biz çoçuklar üşenmeden fıstıkları  iğneyle deler onlardan üzüm sucuğu yapardık.Bir kısım üzümde beyaz bir maddeyle karışık suya batırılır sonrada sergi denilen bezlerde kurutulurdu.Kurumuş üzümün bir kısmı kışın yemeye diğeride satılmaya ayrılırdı.Ama asla bastık dilme gibi yiyecekler satılmaz komşularada verilirdi.Ayrıca fıstıkta toplanır sergide kurutulurdu.Biz çoçuklar için en büyük eğlence başak etmekti.Hasat yapılan bir bağa gidilerek gözden kaçan fıstıklar toplanırdı.Bu tamamen gelenekti herkes hoş görürdü.Ben ençok anezelerin bağından fıstık toplardım.Bağların sınr aralarında incir ağaçları veya sumak ekili olurdu.Adını bilemediğim bir diken vardı ondan sakız imal ederdik.Bağ ortamı çok güzel olurdu akşam üzeri dedemin şehirden gelmesini bekler hevesle getirdiği aşlığı elinden alırdık ogün ne getirdiyse ertesi günü yemek ondan yapılırdı.Buzdolabı olmadığı için et ve sebze kuyuya sarkıtılan bir kovaya konurdu kuyununu içerisi gayet serin olurdu.Dedem hiç üşenmeden hergün buzda getirirdi.Neşeyle yemekler yendikten sonra dama tahta çıkardık.Açık havada yıldızları seyrederken  sohbet edilirdi.Sonrada bastıran tatlı bir uykuyla yatardık.
 
Bağda belki modern bir hayat sürülmezdi ama çok tatlı bir yaşam  vardı.Gayet doğal bir ortamdı bu.Bugün şu saatte hala gözlerim nemli hayali cihana bedel bir nostalji yaşıyorum.
 
Halil   hocama bir kez daha teşekkür ederim.
MEVZU BİRECİKSE EĞER,GERİSİ TEFERRUATTIR..
Yukarı Don
Mehmet Özkınacı Açılır Kutu Gör
FORUM YÖNETİMİ
<font color=0003c>FORUM YÖNETİMİ</font>
Simge
Genç Moderatör

Kayıt Tarihi: 08-Mayıs-2006
Şehir: Gaziantep
Status: Aktif Değil
Points: 3459
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı Mehmet Özkınacı Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09-Ekim-2006 Saat 14:59
Halil hocam ellerinize sağlık çok güzel bir şekilde anlatmışsınız. Bende bu dönemleri hiç yaşamadım ama çevremizdeki insanlardan biliyorum. Tabii bunlar eskilerde kaldı ama yine de güzel anılar bence...
Yukarı Don
Mustafa-Doğan Açılır Kutu Gör
AKEY
<font color=0000ff><b>AKEY</b></font>
Simge

Kayıt Tarihi: 19-Ocak-2006
Şehir: Birecik
Status: Aktif Değil
Points: 24
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı Mustafa-Doğan Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09-Ekim-2006 Saat 16:26
ßenimde ÖyLe AniLarim OLmadi  Hatta Hic ßaga Gitmedim Desem Yeridir. Ama SizLerin Sayesinde Ögrenmis OLdum ELinize SagLık...
HaLiL Hacanın AnLatısına Hayran KaLdım HeLaL OLsun VaLLa Hocam
Mustafa Doğan ÖzaLtay
Yukarı Don
Halil BİLMEZ Açılır Kutu Gör
FORUM YÖNETİMİ
<font color=0003c>FORUM YÖNETİMİ</font>

Forumun Birecik Tarihi Öğretmeni

Kayıt Tarihi: 10-Ocak-2006
Şehir: GEBZE
Status: Aktif Değil
Points: 4549
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı Halil BİLMEZ Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 10-Ekim-2006 Saat 00:52
    Salihciğim sana çok teşekkür ediyorum. Bağa çıkma ile ilgili yazman ve eklentilerin bir ilk oluyor. Bir çok konuda ve bir çok arkadaş sadece okumayı tercih ediyorlar. Kendi yazacak bir şeyleri olmasa bile, anne-baba-dede-nenelerinin mutlaka ekleyecekleri vardır. Onlara bir kere okuyalım bak neler anlatırlar. Konu ancak bu şekilde zenginleşir. İşte senin "bağa çıkma" konusunda çok da eklentilerin oldu.
     Herkesten rica ediyorum: Yazılan bir konunun zenginleştirilmesi için elimizden gelen katkıları lütfen esirgemiyelim.
Yukarı Don
freely Açılır Kutu Gör
VİP
<font color=800080>VİP</font>


Kayıt Tarihi: 25-Eylül-2006
Şehir: Birecik
Status: Aktif Değil
Points: 1296
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı freely Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 10-Ekim-2006 Saat 13:07
O kadar güzel anlatmışsınız ki;keşke bizimde bağımız olsaydı,bunları yaşasaydım,diyorum...
Yukarı Don
ertan akıncı Açılır Kutu Gör
TEZE ÜYE
<font color=ff00ff>TEZE ÜYE</font>
Simge

Kayıt Tarihi: 23-Haziran-2006
Şehir: Bolu
Status: Aktif Değil
Points: 7
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı ertan akıncı Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 10-Ekim-2006 Saat 14:56
Halil abi ben Ayşe ellerine sağlık ne güzel yazmışsın.Bağımız yoktu ama tanıdıklara misafir giderdik .Geceleri çok güzel olurdu.
Yukarı Don
mahmutsozmen Açılır Kutu Gör
AKEY
<font color=0000ff><b>AKEY</b></font>
Simge

Kayıt Tarihi: 20-Eylül-2006
Status: Aktif Değil
Points: 72
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı mahmutsozmen Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 10-Ekim-2006 Saat 17:45
Vakit gectikce guzel olan tabii olan yasantilarin yerini sehir yasami aliyor.Simdi yasamak istesek bile bahsettiginiz yerlerin yarisi bile bozulmustur sanirim.
Tum Dostlara Selam.
Yukarı Don
DENİZCİ Açılır Kutu Gör
ELİT AKEY
<font color=ff7b3c>ELİT AKEY</font>
Simge

Kayıt Tarihi: 16-Ağustos-2006
Şehir: Birecik
Status: Aktif Değil
Points: 438
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı DENİZCİ Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 12-Ekim-2006 Saat 09:54
Bağ hatıraları anlatmakla bitmez,küçük yaşlarda yaz boyu kaldığımız bağ hayatı ailemizin en büyük neşe kaynağıydı.Ben en çok bağda çamurdan şekiller yapıp sekide kuruttuğumuzu hatırlarım.hava kararınca kuyudun çekilen suyla el ve ayak yıkanır doğruca tahtta yatmaya çıkılırdı.dedem zeko sadinin gece askerlik anıları ile muhtar halil olaylarını dinlemek  damda yatmanın ayrıcalığı idi. Her sabah erkenden ağaç altı toplamak ve lappa içmek en büyük zevklerimizdi.Halil hocama verdiği bilgiler için teşekkürler.Hocam dersimize girmedi ama Dumlupınardan öğretmenimizdi. Ablamın ilkokulda son yıl öğretmenliğini yaptı.Okul dönemi ile ilgili çok ilginç hatıraları mevcut. Bahsi açılırsa anlatacağım
TÜRKDENİZ
Yukarı Don
mahmutsozmen Açılır Kutu Gör
AKEY
<font color=0000ff><b>AKEY</b></font>
Simge

Kayıt Tarihi: 20-Eylül-2006
Status: Aktif Değil
Points: 72
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı mahmutsozmen Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 12-Ekim-2006 Saat 09:58
Mehmet abi (TURKDENIZ) ben Mahmut e mail adresinizi verebilirmisiniz? benimki m_sozmen@hotmail.com
Tum Dostlara Selam.
Yukarı Don
MEHMET ŞERİF Açılır Kutu Gör
ONURSAL ÜYE
<font color=008000>ONURSAL ÜYE</FONT>
Simge

Kayıt Tarihi: 20-Ocak-2006
Status: Aktif Değil
Points: 883
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı MEHMET ŞERİF Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 12-Ekim-2006 Saat 18:01
             SAYIN HOCAM;
 
           UZUN ZAMANDIR FORUMA GİRİP YAZI YAZAMIYORDUM, ANLATTIĞINIZ BU GÜZEL NOSTALJİYİ BU YIL DOYA DOYA YAŞADIM,ANCAK CEP TELEFONU İLE ÇEKİLEN FOTOĞRAFLARI DAHA YÜKLEME İMKANI BULAMADIĞIM İÇİN YAZMAKTA İSTEMEDİM,ANCAK SİZ YAZINCA BAZI EKLEMELERİ YAPMAK İSTEDİM.
            BAGA ÇIKMANIN EN MEŞAKATLİ TARAFI  BAGLAR YOLUNDA (KUCAK)TA YUTULAN  YOLDAN KALKAN TOZLARDI,BAGDAN ŞEHİRE VEYA ŞEHİRDEN BAGA GİDEN HERKESİN  MUTLAKA BU YOCULUK İÇİN AYARLANMIŞ ESKİ BİR ELBİSESİ OLURDU, YOLCULUKTA KULLANILAN ELBİSE İLE NE EVDE OTURULABİLİNİRDİ NE ÇARŞIDA GEZİLEBİLİRDİ.
             SALİH BEYİN ANLATTIĞI GİBİ BİR SONRAKİ GÜNÜN YEMEĞİ İÇİN GEREKLİ OLAN SEBZE  VE ET BİRGÜN ÖNCEDEN GÖTÜRÜLÜRDÜ. BAGDA EN GÜZEL YENİLEN YEMEKLER ARASINDA BAŞTA MUMMAR, İYİ PİŞİRİLMİŞ KELLE, ETİ NOHUDU İYİ PİŞMİŞ SU KABAĞI,BELLİ KIRIK,YOĞURTU LEBENİ  ÇORBASI,GÜNDÜZLERİ ÖĞLE YEMEKLERİNDE KÖZLENM,Ş PATLICAN VE BİBER İLE AYRAN,PATLICAN SÖĞÜLMESİ ,EV HANIMLARININ FIRSAT BULDUKÇA YAPTIKLARI  YÖRE YEMEKLERİ BAGIN OLMAZSA OLMAZLARI İDİ.
           HELE HELE SABAHLARI GÜNEŞ VURMADAN KESİLMİŞ GÜLGÜLÜ ÜZÜMÜ KITIR KITIR YEMENİN ZEVKİNİ VEREN BİRŞEY OLMAZDI,ZAMAN ZAMAN BAGA GİDİŞ VE DÖNÜŞLERDE EŞEKLERİ İYİ OLANLARIN BİRBİRİLERİ İLE YAPTIKLARI  YARİŞMALAR VE EŞEKLERİN AYAKLARININ ÇIKARDIĞI TOZ BULUTU SEYİREDİLMEYE DEĞERDİ DOĞRUSU.
           BU SENEKİ HASAT VE ŞİRE YAPIMI SIRASINDAKİ FOTOĞRAFLARI YÜKLÜYEBİLİRSEM,FOTOĞRAFLARLA BİRLİKTE,YÜKLEYEMEZİSEM KONUYU  HASAT VE BAG BOZUMU ADI ALTINA ANLATMAYA ÇALIŞIRIM.
            ELLERİNE SAGLIK ÇOK GÜZEL OLMUŞ ,TEŞEKKÜRLER HERŞEY İÇİN.
            SELAM VE SAYGILARIMLA.
 
            M.ŞERİF YÜCEL.
Yukarı Don
i.Halil BİNGÖL Açılır Kutu Gör
FORUM YÖNETİMİ
<font color=0003c>FORUM YÖNETİMİ</font>
Simge
Birecik Forumu Mesaj Rekortmeni

Kayıt Tarihi: 22-Eylül-2005
Şehir: Diyarbakır
Status: Aktif Değil
Points: 6536
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı i.Halil BİNGÖL Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 12-Ekim-2006 Saat 18:25
    Şerif abi,sizin de ellerinize sağlık.Çok güzel eklemelerde bulunmuşsunuz..Fotoğrafları sabırsızlıkla bekliyoruz...
   Saygılar,ellerinizden öperim...
Yukarı Don
gemileryaktim Açılır Kutu Gör
ELİT AKEY
<font color=ff7b3c>ELİT AKEY</font>
Simge

Kayıt Tarihi: 13-Aralık-2005
Status: Aktif Değil
Points: 347
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı gemileryaktim Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 13-Ekim-2006 Saat 11:12
yaz gelince bağa çıkmak için sabırsızlanıyorduk,çıkınca da sıkıntıdan patlayıp bir an önce fıstık işinin bitirip şehre gitmeyi istiyorduk.
Yukarı Don
h.terhan Açılır Kutu Gör
KIDEMLİ AKEY
<font color=53a9ff>KIDEMLİ AKEY</font>
Simge

Kayıt Tarihi: 16-Eylül-2005
Şehir: Finlandiya
Status: Aktif Değil
Points: 211
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı h.terhan Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 13-Ekim-2006 Saat 12:55
MEHMET ABI SU KABAGININ YANINDA ET SUYU ILE PISMIS NOGUTLU BULGUR PILAVINI UNUTMUSSUN. RAHMETLI HAVVA NENEM COK GUZEL YAPARDI
Yukarı Don
Kutsal Özmen Açılır Kutu Gör
AKEY
<font color=0000ff><b>AKEY</b></font>


Kayıt Tarihi: 08-Mayıs-2006
Şehir: Adana
Status: Aktif Değil
Points: 49
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı Kutsal Özmen Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16-Ekim-2006 Saat 19:08
Bizler görmedik fakat babam bize masal gibi anlatırdı.Anlatırkende hayli heyecanlanırdı.
MEMLEKET TÜTER BURNUMUZDA BURAM BURAM
Yukarı Don
muratarslan Açılır Kutu Gör
KIDEMLİ AKEY
<font color=53a9ff>KIDEMLİ AKEY</font>
Simge

Kayıt Tarihi: 06-Kasım-2006
Şehir: Muğla
Status: Aktif Değil
Points: 227
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı muratarslan Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 12-Kasım-2006 Saat 00:26
Hepimiz biliriz bireciğin mayıs aylarından itibaren bir bağa çıkma geleneği vardı.Her bireciklinin az veya çok bir bağ evi ve etrafında ticareti  pek düşünülmeyen bağı zeytini ve fıstığı vardı.Kuyuları evin önünde kelepçek yada çıkrıkla çekilen sular yazın bınaltıcı sıcağından uzaklaşan birecikliler adeta yaylaya çıkar gibi bağda 3-4 ay kalırlardı.dilme bastık pekmez sucuk vb... hepsi yapılırdı.Mayıs ve hazıranda at arabalarının üzeri yetecek kadar eşya gaz lambaları salınır bağa doğru bir akım başlardı.eylül ve ekimin birinci haftasında geriye dönüş başlardı.Özellikle sabahları merkeplerle bireciğe işe giden erkekler akşam loş karanlığında dönerken çocuklar yolda babalarını beklerlerdi.Baba tırnaklı ve portakal elma .meyvaları çocuklara dağıtır kimi zaman çocuklar sadece nar gibi kızarmış tırnaklıyı katıksız olarak yemenin keyfini çıkarırdı.bağlar kapısı sabah ve akşam bu insanları karşılar ve uğurlardı.şimdi sadece bir hafta bilemedin 2 hafta kalınıyor.işta bağcılık ve bağa çıkma gelenegi  saygılarımla   MURAT ARSLAN  MUĞLA
Yukarı Don
aşiyan Açılır Kutu Gör
VİP
<font color=800080>VİP</font>


Kayıt Tarihi: 03-Eylül-2007
Şehir: Birecik
Status: Aktif Değil
Points: 546
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı aşiyan Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 29-Ekim-2007 Saat 11:29
  
 
 
     Eskiden birecikte yaz olunca herkes bağlara çıkar 3 ay kalırlarmış bütün yıllık erzalar buralarda yapılırmış.hiç bir şey yok elektirik su sadece kuyulardan ve elle çekilmek suretiyle ve çamurlu sular tuvalet yok.banyo yok.ama cok güzel gecermiş gerçi bende son zamanlarına yetiştim gerçi şu an her şey var ama birecikte bağcılık çok güzel olur.
Yukarı Don
fenerbahçe Açılır Kutu Gör
ELİT AKEY
<font color=ff7b3c>ELİT AKEY</font>
Simge
Fenerliyem Ezelden

Kayıt Tarihi: 29-Mayıs-2007
Şehir: Birecik
Status: Aktif Değil
Points: 427
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Teşekkürler (0) Teşekkürler(0)   Alıntı fenerbahçe Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 29-Ekim-2007 Saat 12:47
çok güzel bir yazı olmuş halil amca ellerine sağlık
FENERBAHÇEM BENİM BİRİCİK SEVGİLİM
Yukarı Don
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123>
  Paylaşım   

Forum Atla Forum izinleri Açılır Kutu Gör

Forum Software by Web Wiz Forums® version 12.03
Copyright ©2001-2019 Web Wiz Ltd.

Bu Sayfa 5,610 Saniyede Yüklendi.